Doğal yaşamdan git gide uzaklaşan bizlerin doğal yaşama dönüş mücadelemizde kullandığımız ürünler bizler için önemlidir. Yediklerimizden içtiklerimize kadar evde, işyerinde, günlük yaşamda kullandığımız ürünlerin birçoğu ne yazık ki içeriğinde kimyasallar barındırmaktadır. Her zaman dediğimiz gibi “Doğal Yaşam Doğal Sabunla Başlar”. Çünkü günlük hayatta en sık kullandığımız iki şey sabun ve su’dur. Aynı zamanda bu iki ürün bizi temizler, kirlerden arındırır. Peki bir ürünün sadece doğal olması yeterli midir?
İnsanoğlunun bir şeye ihtiyacı var ise o ihtiyacın sebebi aslında ondan sağlayacağı faydadır. O faydaya ihtiyaç azaldıkça o ürüne karşı da talep azalmaktadır. Kozmetik ürünleri içinde önemli olan insanların bu ürünlerde beklediğini bulabilmesidir. Kimyevi içerikli ürünlerin en büyük avantajı istenilen etkiye daha hızlı ve daha ucuza yanıt verebilmesidir. Ucuza mal ediliyor pahalıya satılabiliyor. Doğal içerikli ürünlerde ise bu etki nispeten biraz daha yavaştır. Aslında kimyevi ürünlere göre de üretilmesi mantıklı değildir. Çünkü daha pahalıya mal olmakta fiyatı da ona göre düzenlenmektedir. Ancak kullanılan ürünün doğal olması yaşam kalitenize olumlu yönde etki etmektedir. Asıl soruya gelecek olursak her doğal kozmetik ürünü kaliteli midir ? Cevap hayır değildir, ama içeriği daha temizdir.
Bizler sabuncuyuz. Doğal sabun üretiriz. Genellikle üretimlerimiz emeğe dayalıdır. Üretimi arttırmak için emek gücünü arttırmak gerekiyor. Emek gücünü arttırmak için ise doğal yağları işleyip sabun yaptığımız gibi emeği de işleyip tecrübe kazanmasını sağlamamız lazım. Eğer kaliteli bir ürün elde etmek istiyorsak önce emeğin kalitesini arttırmaktan başlamalıyız.
İkinci aşama doğal sabun için kullanılacak ekipmanlar. Üretimde kullanılacak ekipmanların doğal sabun yapımına uygun kalitede ve ölçülerde olmasında fayda vardır. Üretim yapılacak yerde havalandırmanın yeterli olması, paslanmaz masalar ve tezgahların kullanılması, üretimden önce ve sonra üretim yerinin ve aletlerinin dezenfekte edilmesi önemlidir. Doğal sabun üretimine başlanılmadan önce üretim yapacakların üretime özel kıyafetler giymesi, eldiven takması ve gözlük kullanması gerekmektedir.
Üçüncü aşama kullanılacak hammaddelerin kalitesidir. Doğal sabunda yağ kalitesi çok önemlidir. Yağların en saf haliyle kullanılması yapacağınız sabunda müşterilerin istediği faydayı en iyi şekilde karşılamaktadır. Sabun üretimi aslında kullanacağınız yağlarda bulunan yağ asitlerini sağlayacağınız kaliteye oranlamaktır. Dolayısıyla saf yağlarla çalışmak her zaman yaptığınız hesaplamalara uyumlu olacaktır.
Dördüncü aşama kullanılan yağların doğru şekilde kombinasyonunu sağlamaktır. İyi ve kaliteli sabunun birkaç kriteri vardır. Bunlardan en önemlileri; temizleme, hijyen sağlama, köpürme, dayanıklılığı ve sertliği gösterilebilir. Bu temel kriterleri sağlamak için belli oranda sıvı yağ ve belli oranda katı yağ karışımı hazırlanır. Yani daha açık ifade etmemiz gerekirse herhangi bir yağdan doğal sabun üretebilirsiniz ama cildinize iyi gelecek, temizleyecek yüksek kalitede sabun üretemezsiniz. Genelde kalitesi iyi sabunlar bir den fazla yağın kombinasyonu ile oluşturulur.
Bu hazırlanan karışım sabunun temelini oluşturur. Biz soğuk yöntem ile sabun üretimi yaptığımız için bu sıcaklıklar yapacağımız elyapımı sabunun çeşidine göre değişmekle beraber bazen oda sıcaklığı bazen de 30-40 derece aralıklarında karışım hazırlanmaktadır. Soğuk yöntemle hazırlanan sabunlarda kullanılan yağların besleyici özelliklerini sıcak yönteme göre koruduğu bazı kaynaklarda iddia edilmektedir. Belli kapasitede ki karıştırıcılarla karıştırılan sabunlar belli bir kıvama geldiğinde sabunun cinsini belirleyen saf yağlar eklenir. Karışım tekrarlanır ve kalıplara dökülen sabunlar en az 24 saat dinlendirildikten sonra kuruması için raflarda bekletilir. Daha uzun bekleyen sabun daha kaliteli olur. Sabunlar dinlenmeye alındıktan sonra da reaksiyon devam eder. Son zamanların en popüler söylemi olan “biz kostik kullanmıyoruz” da ki kostik belli bir süreden sonra tamamen doğal sabunun içerisinde yok olup gider. Analize sokulan sabunda kostik miktarı çıkmaz.
Belki de en son ve en önemli kriterlerden biride “dürüst olabilmektir”. İster elyapımı sabun üretin isterseniz başka bir şey ürünlerinizin ilk aşamasından son aşamasına kadar müşterilere ve ilgili olan kesime doğru söylemek, yanıltıcı olmamak çok önemlidir. Aynı zamanda bu bir kalite göstergesidir. Şöyle ki eğer bir konu hakkında iddia da bulunuluyorsa muhakkak bunun ispatlanabilir olabilmelidir. Ben kimyasal kullanmıyorum derken gerçekten kullanmadığının belgelenmesi önemlidir. Ya da Kostik zararlıdır denildiği vakit sabun yapımında kullanılan kostiğin yağ ve sabunlarla etkileşime girdikten sonra dahi zararlı olduğunu kanıtlayan ellerinde veri ya da dayanak olması da önemlidir. Buna benzer bir çok bilgi kirliliği ne yazık ki üretici ile müşteri arasında uzun uzadıya tartışmalara sebep olabilmektedir. Bizlerin üretimden sonra var olan sorumluluklarımızın farkında olmamız ve ona göre hareket edip, var olan bilgilerimizi doğru ve eksiksiz aktarmamız en önemli vazifelerimizden biri olmalıdır. Bir şey hakkında bir şeyin zararlı olduğunu söylemek yada ima etmektense, zararlı yada kaliteyi neden düşürdüğünü gösterir çalışmalarla halkı bilinçlendirmemiz önemlidir. Biz üreticilerin geçmişteki büyüklerimize ve gelecekte ki nesillere sorumluluğumuzun olduğunu bilmeliyiz.
Mesela lavanta yağından yaptığımız sabun için kullanılabilecek bir çok lavanta yağı yada lavanta yağı adı altında bir çok yağ bulunmaktadır. Lavanta sabunun özelliklerini taşıyacak bir sabun üretmek istiyorsak doğru oranlarda ve üst kalitede lavanta yağını kullanmamız gerekecektir.
Benzer olarak argan yağından yaptığımız bitkisel sabunumuz argan sabunu en çok tercih edilen sabunlarımızdan olmakla beraber kullandığımız argan yağının safını bulmak zorundayız.
Keçi sütlü sabun, eşek sütlü sabun, kefir sabunu ve deve sütlü sabunlar özellikle farklı cilt tipleri için tercih edilen ve beğenilen sabunlardır. Keçi sütlü sabunu hassas cilde sahip olanlar sıkça tercih etmektedir. Kefir sabunu içeriğinde ki güçlü bileşenleri sayesinde orta Avrupa ve Asya ülkelerinde hem gıda hem de bitkisel cilt bakım ürünlerinin içerisinde çokça kullanılmaktadır. Eşek sütü sabunu özellikle hassas ve problemli ciltlere sahip olan ve zamana karşı durmak isteyen müşterilerimizin genelde tercih ettiği maliyeti yüksek ancak sonuçları memnuniyet veren bir sabundur. Deve sütü son zamanlarda özellikle arap müşterilerimiz tarafından talebinde artış olan, size muhteşem bir banyo keyfi yaratacak bir bitkisel el yapımı sabundur.
En az yüzde 10 oranında süt içeren sabunlarımızın içeriğinde yer alan sütlerin doğal cilt bakımı için besleyici özelliklerini yitirmemesini sağlamak zorundayız. Dolayısıyla içeriğinde süt yer alan sabunları farklı bir formül ve teknikle üretimini gerçekleştiriyoruz. Eğer doğal sabun üreticisi iseniz ve hem toptan sabun için hem de fason doğal sabun üretimi yaptırmak isteyen müşterilerimiz için yapacağımız süt içeren ürünlerin yapımını dikkatli ve özenli yapmak önemlidir. Sabun yapımında sütlerin içeriğini mümkün olduğunca korumak ve sabuna geçirebilmek için özel teknikler kullanmaktayız.
Bütün doğal sabunlarımızın yapım aşamalarında aynı özen ve anlayışı sürdürüyoruz. Üretmiş olduğumuz sabunlarımızın içeriğine yapabildiğimiz kadar bilgimizi, tecrübemizi ve sevgimizi de eklemeye çalışıyoruz. Biliyoruz ki iyi, mutlu ve sakin bir ruh hali ile yapılan her şeyin tadı, dokusu, yapısı, etkisi farklı oluyor. Üretmiş olduğumuz birçok üründe renklendirici boyalar kullanmıyoruz. Çörekotu sabununu kendi rengi ile renklendiriyoruz. Doğal ısırgan sabunumuza ısırgan otu ile renk veriyoruz. Bal yulaf sabunumuzun rengini bal veriyor, tarçın sabunu için tarçın tozu kullanıyoruz. Kokusu biraz ağır olsa da Katran sabununa kahve rengini has katran veriyor. Müşterilerimizi, çevreyi, bilgi almak isteyenleri yanıltmıyoruz, akıllarında soru işareti bırakmıyoruz. Çevreye ve doğaya saygı duyuyoruz.